Yunanlılar şarap içmeyi kendilerinden önceki kültürlerden çok daha fazla benimsemiş bir toplumdu ve şarabı çok daha büyük bir hevesle tüketirlerdi. Şarap Antik Yunanda sadece zengin içeceği olmakla kalmamış, şarabı herkesin içeceği bir içecek haline getirmişlerdir. Denize açılan ticaret gemilerinin birçoğu şarap ve zeytinyağı ile ilgilenirdi. Şaraba verilen bu ilgi sayesinde çömlekçilikte de kendilerini oldukça geliştirdiler. Doç. Dr. Daniş Baykan'ın bir makalesinde kahvaltılarda dahi şarap tüketildiğini hatta arpa ekmeklerinin şarap içerisine batırılarak tüketildiği belirtilmektedir.
Yunanlılar şarap ve onun koruyucu tanrısı olan Dionysos'un kendilerine şarabı bir armağan olarak gönderdiklerini düşünür ve dini törenlerinde şarabı da kullanırlardı. Hipokrat gibi tıpta ciddi değerlere sahip yunanlı doktorlar hastalarına şarabı önerirlerdi.
Yunanlılar arasında şarabı sek olarak tüketmezlerdi ve bu şekilde tüketimin barbarca olduğunu düşünürlerdi. Bu nedenle şarabı mutlaka çeşitli miktarlarda su ile karıştırıp tüketirlerdi. Tadındaki bozulmayı önlemek için çeşitli baharatlarda şarapları tatlandırmışlardır. Özellikle çam reçinesi eklemesi yapılan şaraplar o dönemin favorilerindendi. Yukarıda da belirttiğim şarap dolayısıyla toprak testi üretiminde kendilerini oldukça geliştirmiş oldukları için şarapları bu testilerde saklar ve hava almamaları için testilerin içlerini çam reçinesi ile sıvarlardı. Bu sayede şarap çam ağacının aromasına sahip olurdu.
Çam ile tatlandırılan şaraplara verilen isim "Retsina" idi. MÖ. 7.yy'a kadar dayanan şarap geçmişine ve dünyanın en sıcak bağlık bölgelerinden bazılarına sahip olmasına rağmen günümüzde şarap sektörünün önde gelen ülkelerinden biri olmamasının nedeni şarap kültürlerindeki bu "Retsina" şarapların etkisidir.