Günümüzde yemek yapmak temel ihtiyaçtan ziyade bildiğimiz üzere bireyin kendini tatmin etmesi, hobi ve yapılan tablo gibi tabaklarla yaratıcılık içeren bir sanat haline gelmiştir. Üniversitelerde de bu nedenle Culinary Arts programları açılmıştır. Bu yazıda size yeme içme ile ilgili çalışmalarını en çok beğendiğim ressamlardan birisi olan Albert Anker hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Albert Anker (tam adı ile Albert (Albrecht) Samuel Anker) 1 Nisan 1831 yılında İsviçrenin Ins şehrinde dünyaya gelmiştir. 1845 ve 1848 yılları arasında Louis Wallinger'den ilk çizim derslerini aldıktan sonra, 1851'de Bern'de teoloji (tanrıbilimi yada tanrı kavramı ve din olgusunu inceleyen bilim dalına verilen ad) öğrenimine başlamış ve Almanya Halle Üniversitesi'nde eğitimini sürdürmüştür. Almanya'da büyük sanat koleksiyonlarından ilham alıp, 1854'de babasını sanat kariyeri hususunda ikna etmiş ardından Paris'e yerleşmiştir ve Charles Gleyre stüdyosuna üye olmuştur.
"Charles Glyre'de İsviçreli bir ressam olup uzun yıllarda Paris'te ikamet etmiştir. Önemli izlenimcilerden Monet, Renoir, Sisley ve Bazille gibi isimlerin yetişmesinde yardımcı olmuş, bu öğrencilerden eğitim için bir para talebinde bulunmamıştır."
Albert Anker'in, gerçekçi çocuk portreleri ve natürmort çizimleri tanınmasında büyük rol oynamıştır. Bazı çalışmalarında kendi çocuklarını da model olarak kullanmıştır. Asıl adı "Albrecht" olmasına rağmen sanat okuduğu dönemlerde Fransız olan arkadaşlarının telaffuzda zorluk çekmesi nedeni ile Albert adını almıştır.
1864'te Anna Rüfli'yle evlenmiş ve bu evlilikten dört çocukları olmuştur. Çocukların isimleri: Louise, Marie, Maurice ve Cécile'dir. Birçok İsviçre posta pulunda Anker'in çalışmaları yer alır, özellikle geliri gençlere yardımda bulunan hayır kuruluşlarına gitmektedir. Bu kadar ünlü biri olmasının nedeni kırsal yaşamı yansıtan kendine has gerçekçi tarzı ve politik düşünceleridir.
Genelde sulu boya portre ve resimler yapan sanatçı ekstra gelir için Alsas'lı üretici Thédore Deck'e 500'den fazla porselen boyamıştır.
İsviçre Federal Sanat Komisyonu üyesi olmuş ve 1900 yılında Bern Üniversitesinden fahri doktora ünvanını almıştır.
16 Temmuz 1910 tarihinde doğduğu şehir olan Ins'te vefat etmiştir. Ölümünden sonra Neuchâtel'deki Musée d'art et d'histoire'da kendisine adanmış bir sergi açılmıştır.
Sanatçının tablolarında benim en sevdiğim noktalar portrelerdeki mavi gözler ve natürmort çizimlerindeki gün ışığı, gölgelendirme teknikleri ile renk seçimleridir. Bu kriterler doğrultusunda tabloya bakıldığında insanı farklı dünyalara taşımaktadır. Ressam'ın bazı beğendiğim çizimleri:
NOT: Resimleri görmek için isimlerinin üzerine tıklayabilirsiniz !
