Konya ovasında, şehre 52 km uzaklıkta yer alan Çatalhöyük'ü 1960'larda James Mellaart kazmıştır.Bu şehrin o dönemdeki diğer şehirlerden farkı, köy yerleşmesini aşıp kentleşme evresinde bir yer olmasıdır.
Güneyinde bulunan Toros Dağların'dan gelen derelerin bir zamanlar her çeşitten hayvanın beslendiği uçsuz bucaksız çayırlıkları sulamak üzere yelpaze biçiminde yayılan bir birikinti ovasına yerleşmiş Çatalhöyük, muhtemelen o zamanlar çevresindeki geniş ve elverişli ormanlarından da yararlanıyordu. Özellikle meşe, ardıç, yaban antepfıstığı, badem ve elma ağaçları bakımından zengin ormanlardı bunlar.
O zamanlar çanak çömlek gibi pişirmeye yardımcı ekipmanlar bilinmediği için halk taştan kaplar, özenle ağaçtan oyulmuş kaplar ya da geçirgen olmaması için içi kille sıvanmış örme sepetler kullanıyordu. Kaynatmayı ya da ağır ateşte pişirmeyi, Amerika yerlilerinin (sömürgeciler metal kapları getirmeden önce) uyguladığı yöntemle gerçekleştirdikleri gözlenmiştir. Bu yöntem: Ateşte kızdırılmış taşları kapların içine atmaktan başka birşey değildi.
Çatalhöyükteki evler kerpiçten yapılıyor ve hemen hemen hepsi aynı, birbirine sıkı sıkıya bitişik ve ortada açık bir havluya bakıyordu. Bütün kent dış dünyaya penceresiz duvarlar içerisinde yaşıyordu. Evlerde tahıl, tohum ve meyve kurutmaya elverişli düz damlardan taşınabilir merdivenler aracılığı ile giriş yapılıyor ve bu giriş aynı zamanda içeride yakılan ateşin dumanının çıkması için baca görevi de görüyordu. Evlerde yumurta biçimli üstü düz fırınlar bulunuyordu. Mutfakta kadınlar ya da köleler çalışır, tören yemeklerini ise erkekler hazırlardı.
İskandinav paleobotanikçi Hans Helbaek burada bu dönemde yetiştirilmiş iki çeşit burçak türü saptamış, bunların insan beslenmesinin yanında evcilleştirilmiş hayvanların beslenmesinde kullanıldığı sonucunu çıkartmıştır. Ayrıca bölgede mor bezelye ve mercimeğe de rastlanmıştır.
Paleobotanik: Fosil bitkileri inceleyen botaniğin bir koludur.
Neolitik Çağ: İnsanların toplayıcılık ve avcılıktan üretime, göçebelikten de yerleşik hayata geçtiği, M.Ö. 10.000 yıl öncesine dayanan devirdir. En önemli özelliği besin sıkıntısının ortadan kalkmaya başlamasıdır.